Bir süredir devam eden Sudan İç Savaşı Hızlı Destek Güçleri’nin (RSF) Batı Sudan içindeki Kuzey Darfur eyaletinin başkenti El-Faşir kentini ele geçirmesiyle süregelen insani kriz artık bambaşka bir boyut almış durumda. Uluslararası Göç Örgütü’nün yayımladığı rapora göre, 70 binden fazla insan güvenlik sorunları nedeniyle evlerinden göç etmek zorunda kaldı.
Olayların Öncesinde Yaşananlar
Sudan’ın eski Başbakanı ve diktatörü olan Ömer el-Beşir, başkanlığı sırasında Sudan içerisinde bulunan ve Afrika kökenli olup Arap kökenli olmayan topluluklarla mücadele etmek için Cancavid adını verdiği bir silahlı milis örgütü kurdu. Ömer el-Beşir, kurduğu örgütün askeriyeden ayrılması adına adını Hızlı Destek Güçleri’ne dönüştürdü ve RSF’i NISS’in (National Intelligence and Security Services, Ulusal İstihbarat ve Güvenlik Servisi) kontrolü altına verdi. NISS’in kontrolü altında bulunan Hızlı Destek Güçleri anayasal olarak bağlayıcılığı olmadığından Sudan ordusu tarafından herhangi bir şekilde kontrol edilemiyordu. 2019’da Ömer el-Beşir’in yerine bir geçiş hükümeti geldi ve RSF’in kontrolünü kendilerine almak istedi ve onları SAF’nin (Sudan Armed Forces, Sudan Silahlı Kuvvetleri) kontrolüne verdi. Yeni hükümetin isteği Hızlı Destek Güçleri’ni tümüyle Sudan Silahlı Kuvvetleri’ne entegre edip ortadan kaldırmaktı. RSF’in başında olan Muhammed Hamdan Dagalo (Hemedti), bunun üzerine bir darbe yapmayı planladı ve Sudan Silahlı Kuvvetleri ve Hızlı Destek Güçleri arasındaki savaş resmen başlamış oldu.
Soykırım İddiaları
Yale Üniversitesi’nin bir süredir yaptığı araştırmalara göre, RSF’in El Faşir ve çevresinde toplu katliamlar yaptığı iddia edildi ve bu iddialar uydu görüntüleriyle desteklendi. Görüntülere göre, şehir nüfusunun çok önemli bir kısmı öldürüldü,kaçırıldı veya türlü işkencelere maruz bırakıldı. Buna karşılık RSF ihlallerin sınırlı olduğu söyledi ve Hemedti, bu ihlallerin derhal araştırılacağını ve sorumluların hesap vereceği komiteler kurulduğunu açıkladı. Başbakan Kâmil İdris uluslararası çağrıda bulundu:” Uluslararası askerler Sudan’ın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü zayıflatır. Bu yasa dışıdır, sadece karmaşayı arttırır ve ters etki yaratır. Sudan ordusu ve halkı, El-Faşir’i kurtarmakta ve özgürleştirmekte kararlıdır. Uluslararası toplum çok az şey yaptı. Artık söz değil, eylem zamanı. Her suç, uluslararası düzeyde dahil olmak üzere, mahkemelerde yargılanmalı.”
Birleşik Arap Emirlikleri Desteği
Yine uydu görüntülerinden gelen görüntüler ve çeşitli kaynaklardan gelen bilgiler ışığında, Birleşik Arap Emirlikleri’nin bu savaşı fonladığı iddia edildi. Topraklarında hiçbir altın madeni olmamasına rağmen Orta Doğu’daki en büyük altın ihracatçısı olan BAE, kaynaklara göre Sudan içerisinde bulunan altın madenlerini gözüne kestirdi ve RSF’i hükümet karşısında desteklemeye başladı.
Mevcut Durum
Sosyal medyada da gündeme bomba gibi oturan ve yaş kısıtlamalarıyla dolu videolardan anlaşabileceği üzere Sudan’da yaşanan savaş, yerli halkı çok zor halde bırakmış durumda. Savaş tüm hızıyla devam ediyor ve yakın zamanda bitecek gibi de durmuyor. Artık olay Sudan’ın kendi iç savaşı olmaktan çıkıp, uluslararası bir olay haline gelmiş durumda. Diplomatik dokunuşlar ve demeçler, karşılıklı silah tedariği yapan gruplar gibi etkenler olayın boyutunu bir hayli büyüttü. Birleşmiş Milletler’den henüz bir adım atılmamış durumda ama yakın zamanda barış konuşmalarının başlayacağını bekleyebiliriz.
Kaynakça
https://gazeteoksijen.com/dunya/bae-kolombiyali-parali-askerler-ve-cin-sudanda-
yasanan-katliamlara-dair-bilinen-her-sey-255616
https://ankahaber.net/haber/detay/sudanda_insani_kriz_derinlesiyor_elfasirde_rsf_ko
ntrolu_sonrasi_yaklasik_71_bin_kisi_yerinden_edildi_271044
https://tr.wikipedia.org/wiki
https://www.yeniasya.com.tr/dunya/sudan-da-insani-felaket_615711