Tarih: 12.10.2025
Yazar : Umut Bağdadioğlu
Editör: Simay Dikici
Rusya ve Hindistan’ın Racastan eyaletindeki Mahajan poligonunda başlattığı Indra-2025 tatbikatı, iki ülkenin askeri işbirliğini hem operasyonel hem de stratejik düzeyde güçlendiren önemli bir adımdır. Tatbikatın resmi gerekçesi terörle mücadelede ortak kapasiteyi geliştirmek olsa da, bunun ötesinde iki aktörün bölgesel ve küresel düzlemde verdiği mesajlar dikkat çekicidir. Operasyonel açıdan bakıldığında Hindistan, Rus askeri doktriniyle birlikte hareket etme pratiğini sürdürmekte; Rusya ise Hint ordusuyla saha uyumunu korumaktadır. Hindistan’ın envanterinde hâlen çok sayıda Rus yapımı sistemin bulunması, bu tür tatbikatların teknik uyumluluk açısından da önemini artırmaktadır.
Stratejik boyutta tatbikat, Hindistan’ın çok boyutlu dış politikasının somut bir örneğini sunmaktadır. Yeni Delhi, bir yandan ABD ve müttefikleriyle ilişkilerini geliştirirken, diğer yandan Moskova’yla askeri bağlarını koparmadan sürdürmektedir. Bu yaklaşım, hem Çin’e karşı caydırıcılık sağlama hem de enerji ve savunma tedarik güvenliğini çeşitlendirme stratejisinin parçasıdır. Rusya açısından ise Hindistan’la ortak tatbikatlar, Batı’nın siyasi ve ekonomik baskılarına karşı alternatif ortaklıklar geliştirme çabasının yansımasıdır. Böylece Indra-2025, yalnızca iki ülkenin değil, küresel güç dengelerinin de bir göstergesine dönüşmektedir.
Bölgesel düzeyde tatbikatın özellikle Pakistan ve Çin tarafından dikkatle izlendiği açıktır. Pakistan için bu tür işbirlikleri güvenlik dengelerini etkileyebilecek bir gelişmeyken, Çin açısından Hindistan’ın Rusya’yla koordinasyonu, sınır bölgelerinde stratejik bir mesaj taşımaktadır. Körfez ve Orta Asya aktörleri de Hindistan’ın güvenlik ağlarını çeşitlendirme eğilimini jeopolitik okumalarına dâhil etmektedir. Normatif açıdan ise terörle mücadele söylemi meşruiyet zemini sağlarken, tatbikat aslında güç projeksiyonu ve diplomatik dayanışma aracıdır. Sonuçta Indra-2025, iki ülkenin farklı yönelimlere rağmen sahada ortak hareket kabiliyetine sahip olduğunu kanıtlamakta; bu durum, çok kutuplu uluslararası sistemde esnek, pragmatik güvenlik işbirliklerinin giderek daha önemli hale geldiğini göstermektedir.
Sonuç olarak, Indra-2025 tatbikatı, Rusya ile Hindistan’ın değişen uluslararası dengeler içinde hem askeri hem de diplomatik düzeyde karşılıklı bağımlılıklarını koruduklarını açık biçimde göstermektedir. Tatbikat, yalnızca ortak operasyonel kapasitenin geliştirilmesi değil, aynı zamanda küresel güç rekabetinde iki ülkenin konumlarını yeniden tanımlama çabalarının da bir yansımasıdır. Hindistan’ın çok boyutlu dış politika anlayışı ile Rusya’nın alternatif ortaklık arayışı birleştiğinde, ortaya klasik ittifak kalıplarını aşan, esnek ve pragmatik bir işbirliği modeli çıkmaktadır. Bu durum, bölgesel güvenlik dengelerinin şekillenmesinde yeni dinamiklerin etkili olacağını ve küresel sistemde çok kutupluluğun sahada da giderek belirginleştiğini göstermektedir.
Kaynakça